bugün

entry'ler (249)

drtus com

tusdata isimli tus dersanesinin reklamını yapan, sözde doktorların hakkının savunucusu fakat kendi reklamını yapmaktan öteye gidemeyen bir site veya reklam sayfası.
söylenen en ufak bir muhalif sözde , kullanıcı hemen banlanır ayrıca. hakkını savunduğu! doktorlara tahammül edemez.

vodafone internet

Rezil internet.
Müşteri Hizmetleri dahi birbirinden habersiz. Temsilcisi yok hükmünde. Kim ne yapar, neyle ilgilenir haberleri dahi yok.
Siz internet satıyorsunuz pazarda meyve satar gibi hizmet sunuyorsunuz. Ne vereyim abime.
Ttnet kötüdür diye buna başvurdum, özel şirket nasıl olsa daha iyi hizmet sağlar niyetiyle. Ortada sağlanacak birşey yok.
12 gün maksimum bağlantı süresi derler, 15 . Günde ararsın '' pardon ya biz sizin işlemi unutmuşuz'' gibi cevap alırsınız.
Denemeyin, niyetlenmeyin bile bunu kullanmaya.
Turkcell nasıldır bilmiyorum. Bilen varsa aydınlatsın lütfen

tusdata

Para hırsını iyice arttıran kurum.
Yaptığı denemelerin çözüm kitaplarını vermez. Dışarıdan adam almaz. Kayıt olurken anlaştığın,anlaştığını sandığın, mevzular için,donem sonunda '' Hayır ya oyle şey mi olur onun için de para vereceksin'' diyen kurum.
Olmaz olsun sizin gibi kurumlar. Firsatçılığın nasıl olacağının kurumlaşmış hali.

filinta

bre fani ne istersin şu güzelim diziden. yapımcısı bilal erdoğanın arkadaşıymış da yok maaaannngıırları götürüyormuş. izle seyrine bak gayet kaliteli çekimleri, dekoru, müzikleri. kadı kızındaki hataları tabi ki oluyor ara ara amma ve lakin onları da hoş görmek icabeder.

eduardo galeano

ülke tv de * programında kendisinden bahsediyorlar. meraklısına duyurulur. çok da güzel bahsediyorlar. bilinmesi gereken latin yazarlardan. hakkındaki anektodlar ilgi çekici.

aşk diye bir şey var mı

aşk sevginin aşırıya kaçmış halidir. ergen literatüründeki aşk ise taşaklarla düşünme biçimini çoğunlukla geçemez.
ama siz yine de vardır yoktur kavgasından çıkamayacağınız için. lütfen üşenmeden şu linkteki yazıyı okuyunuz. `http://www.sinancanan.net/?p=200`

filinta

kurgusu, oyunculukları, dekoru ile kalitesi standartların üstündedir. istanbul manzaraları izlemek her zaman bana huzur verir. haliç in gemilerle dolu manzarasını geçiş ekranı yapmaları bile hoşlanma sebebi.
bana göre osmanlıya saf övgü ya da saf nefret ile bakmadan izlenmesi gereken çünkü rüşvetin yolsuzluğun ne kadar ayyuka çıktığını göstermesi bakımından süper ötesi yapım.
kitap okumadan ezbere konuşuyoruz, bilgimiz olmadan ideolojik kavram papağanlarından farkımız olmuyor. bari bir nebze istanbul arka sokakları hakkında fikir sahibi olunabilir bu diziyle.
arka sokaklara da buradan selam ederim.
not: burada da yok propaganda yapılıyor, yok milletin parası boşa harcanıyor diye bik bik yapmayın şiddetle rica ediyorum. izlemiyorsanız ekranın önünden çekilin, lost, how i met your mother vs. hakkında övgü düzmek için yan salona geçin.

dr house nin döner sermayeden en büyük payı alması

Bildiğiniz gibi yada bildiğimizi sandığınız gibi ülkemizde doktorlara performans üzerinden döner sermaye pay edilmeye başlandı bir süre önce. Bunun hem doktor hem de hasta tarafına bir takim etkileri oldu ki konumuz o değil.
performans sistemi özetle şudur, hatamiz okursa affola, en çok çalışan yada çalışmış gibi yapan parayı kapar. Merkezi bir sistem ve herkesin buna bagli kisisel hesapları vardır, ay sonunda herkes o sistemdeki istem sayisi,oranı, kadar döner sermaye parasını alır.
Haliyle bizim meşhur doktorumuz da hastaneye bir gireni MRI dır biyopsidir. BT dır efendim eline ne geçerse yaptığı testlerle sonuca ulaşmaktadır. Hastanede yapilmadık işlem, girilmedik boşluk bırakmaz.
Kimi zaman iyice çirkefleşip,asistanlarina ,neden istemleri benim adıma yapmıyosunuz, bak yakarim hepinizi, diyerekten döner sermaye deki hakkını kimselere kaptırmadığını da söylerler.
Not:ara sıra hastalarının evine de giriyordu, o işlem performansa dahil mi bilemiyorum? Bilen varsa aydınlatsın.

cemaatçi kızla akp li erkeğin aşkı

böyle bir kitap yazılsa, muhtemelen bestseller listesine kafadan giriş yapardı. ayrıca her güzel kitap gibi sinemaya da uyarlanıp paraya ne isterse onu derdi. zengin kız fakir oğlan gibi klişelere alışmış olan toplumumuz nicedir yeşilçamda böyle bir film çekilmemesinin buhranını yaşıyor. seçimin yaklaştığı bu günlerde hızlıca bitirip, senaryo çalışmalarına başlanabilir.
senaryo için de ufak bi başlangıç yapmış olalım hadi devamını getirirsiniz siz;
kızımız cemaatte bir bölgenin ablasıdır. konumu duruşu itibariyle davasının şuurunda, örnek davranışlarıyla ablalığının bilincindedir
oğlumuz ise akp ye bağlanmış, yeni türkiye yolunda canla başla çalışan, bıyıkları yeni terlemiş, yakışıklı bir gençtir.
söylemeden geçmeyelim aynı üniversiteye gitmektedirler.
bu gruplar sürekli çatışma içinde olduklarından mütevellit zıt fikirler sürekli karşı karşıya gelmektedirler.
klasik senaryo uzatmaya gerek yok, biraz daha yazarsam çekilen filmden telif hakkı istemek zorunda kalıcam onun için devamını bende merak ederek, yazarımızın hayal gücüne bırakarak noktalamak istiyorum.

o kadar treni o metroya nasıl soktular sorunsalı

tren oradaymış, üstüne metroyu yapmışlar. gayet mantıklı.

elif gibi sevmek

siyasetçilerden sonra, en iyi şekilde dini paraya alet eden muhteşem! kitap.

muavin yavşaklığı

önce kendimi tanıtayım sayın yavşak muavin. sana bey demiyorum çünkü yavşaklara bey demek prensipte pek haz etmedigim bir hitap biçimi. ben yavşadığın sarışın kızın ön çapraz koltuğunda oturan bıyıklı erkek. beni hatirlamaman mümkün değil çünkü o kızın koltuk numarasını aklına kasidigini adım gibi biliyorum. muhtemelen biletten adına numarasına bakıp bilimum sosyal ağlarda da takipçi adayı olursun.
yalnız tanışma cümlelerini merak ediyorum." ehe beni hatırladın mı, hani sana fazladan kahve ,kek vermiştim"
kızda cevaben " allah razı olsun aç karnımı doyurdun" derse bi ihtimal aşkınız filizlenebilir. otobüs topçular- eskihisar arasında feribottayken martilara kek bile atarsınız.- kek atacaklar tabi simit de neymiş.-
yalnız dostum şimdi yanlışlarını söylemem lazım
kahve kokusu burnuma burnuma geldi , insan öne de uzatır bıyıklı abi sen de içer misin? der.birinci falson bu oldu.
ikincisi ise daha önemli ; oğlum artık eşantiyon kekle kız tavlamak mı kaldı lan. bi kendine gel
üçüncüsü de; o.kız sana bakmaz oğlum. manitosu varmış. o sarışın kızın ön çapraz koltuğunda oturduğumdan ötürü bütün dedikoduları duymuş bulundum.
neyse , yapma evladım artık böyle şeyler . bu entryi okursan eğer beni tanırsın eminim. bide 'yorum yap sitemizde 'dedin kıza inerken.
ben yapicam yorumu merak etme sen.

tıpdil sınavı

bugün yapılan sınavdır. yds ye göre çok kolay ,üds Ye göre kısmen kolaylığı vardı.
ankara da tus zamanından daha fazla sağlıkçı yoğunluğu vardı bugün. hepimizin bir anda aynı yere toplanması ne kadar doğru.
bir felaket olsa tıp fakültesi mezun veremez arkadaş bunları niye düşünmez ösym.
neyse ki kazasız belasız atlattık .
evet intörnlük yoruyor.

tıp okuyanların artistliği

bu arkadaşlar otobüste metroda tıp kitaplarını açarak ilgi çekmeye çalışırlar.
kitap yoksa iki tanesi bir araya geldiğinde bağıra bağıra tıp okuyoz la biz tarzı muhabbetleri yapmaktan da hic cekinmezler.
ilgi toplar fakat bu ilgi arkadaşların beklediği tarzda değildir.-muhtemelen uuu tıp mi okuyorsunuz -siz diyen guzel tepkisi bekleyen kahramanlarımız , yaşlı teyzelerin ilaç beklentilerine maruz kalacaklardır.
bunlardan umudunu kesmiş olan kahramanımız farklı yollara da dener .
sözlüklerde eleştirel yazılar yazıp prim yapma çabasına dahi girdiği söylenir.
edit:çocuklara-pardon adam- da kızmamak gerekir, asosyal varlıklar onlar da elinde olan imkanlarla ortam yapmaya çalışıyorlar işte.
edüt: tıp okuyan arkadaşlar durumdan rahatsız.

kendini değersiz hissetmek

başkaları tarafından deger verildiğini, ciddiye alındığını sanarsin da , aslında öyle olmadığı ortaya çıkar ya . ışte tam o andır .
bu kadar genel bir giriş olmasina rağmen bu entry sadece ve sadece bir hanımefendi için yazılmıştır. dert anlatıyorum sözlük dinle iki dakka. ilk defa sözlüğe yazıyorum böyle bir konu için.
arkadaşın da mı yok git onlara anlat seni dinleyemem desende artık geldim otur konuşalım azıcık.
(bkz: yalnızım dostlarım) ayarında şizofren bir şarki dinleyebilecek kadar kendimdeyim.
haleti ruhiyemi anlatmaya bunlar yetmese de olsun biraz bil diye söylüyorum.
sadede gelecek olursak , bir hanımefendi den bahsetmek istiyorum .
kendisi benim sevdiğim , karşı cins hakkındaki ciddi düşüncelerimin hepsine tek basina sahip olabilmiş bir hanımefendi.
hayır hayır bu bir ayrılık sonrası coqq sefdmm yhaa mesajı degil .
şöyle izah edeyim . bu hanımla ciddi düşüncelere ( hayat arkadaşlığı gibin) gark olmuşken , hayatı aynı taraftan yaşamak, aynı dertlere üzülmek , ayni mutlulukları yaşayabilmek düşüncesinde iken . film de müzik kesilir de olacak kötü bir olayı beklersin ya öyle iste müzik kesildi canım kardeşim. ve birbirimizin sesini daha net duyunca aynı dertlerle dertlenmediğimizi fark ettim.
dertleri bir olmayan insanların hayatları nasıl bir olabilirdi ki ?
vel hasılı medeni değil de ( bu kelime çok yavşatıldı) akıllı insanların yapacağı bicimde muhabbetimize son verdik.
bu kolay olmadı tabi.bunca senedir muhabbet kurduğum ilk hanımefendiden ayrılmak yarım parçanı bulduğunu sandığında aslında yanlış olduğunu öğrenmek ikimiz için de kötü oldu.
sanmışım..
sıkıntım tam olarak da burada başlıyor dostum.- o kadar laf ettin d anlatamadin mı daha demeyin- bundan sonrasını hızlı geçiyorum .
aynı mekanda olduğumuzdan mütevellit , surekli karşılaşmanın önüne geçilemiyor ne yazık ki. göz görmese gönül katlanacak ama .. neyse
sürekli gördüğüm bu değerli insanı bir ara başka bir hemcinsimle konuşurken gördüm. yok artık lan bu kadar zamanda böyle birşey mümkünatı yok.
çünkü ayrılırken kendi içimden , ikimiz için (bkz: severek ayrılanlar) gibi bir şarki dahi hediye etmişliğim var idi.
çok uzadı farkindayım lütfen biraz sabır dostum .
bir insana hissettirdiğinizi unutmaz gibi bir söz okumuştum bir yerlerden. meğer yalanlamış. yada ben bir sey ifade etmemişim hanımefendinin gözünde yüreginde .
ulan tabii ki ayrıldık , karışmaya hakkım yok fakat bu kadar kolay mı oluyor.kısa sürede normale giriyor mu sevme organın( yürek demeye utanıyorum artık)
allah mutlu mesut etsin. tüm içtenliğimle söyleyemiyorum yalan yok .
şöyle de bir söz vardi ,kanayan yaralarına başka bedenler basarsan mikrop kaparsın. çok mu ergen oldu ne . olsun bugün (bkz: honki ponki) gibi bir şarkida dahi ağlayabilecek havadayım.
biraz daha bekleyeydin de gönül katlanabilseydi ne olurdu.
bu kadar anlamsız olduğumu tez vakitte söylemeye uğraşmasaydın.
eyvallah dostum sağol dinlediğin için .
edit: bugün fark ettim de bu yazıyı, bahsi geçen hanımefendinin doğum gününde yazmışım. buradan selam ederim kendisine.

severek ayrılanlar

nasıl yer ettiyse eskilerden ,bugün dilime dolanıp beni hüzne gark eden şarkı.

yalnızım dostlarım

tanım:ironidir.
öyle dostların ben taa.

açıklanmayan yds sonuçları

ygs yi 6 günde açıklayan ösym nin yds yi açıklamaması durumudur.
önceden bir ayda sonuç açıklanmayan sınavlar da biliriz fakat beklentiyi siz yukselttiniz sayın ösym .
tus la beraber ikisini bir aradan çıkartma hesabi mi yapıyorsun anlamadım ki .

ansızın gelen sebepsiz mutluluk hissi

ne gariptir ki . ben mutlu muyum acaba şimdi ? diye sorulduğunda geçecek olan histir.
aha da geçti.

rasim özdenören

yeni nesile tanıtılması ,yazdıkları üzerinde düşünülmesi gereken yedi güzel insandan biridir.
okumaya başlanacak ise muslumanca düşünme üzerine denemeler den başlanılması tavsiyedir.bir kaç tanesi hariç kitapları cok rahat,okunur ve anlaşılır. insanı düşünmeye zorlar .bel hasıl okuyun efendim .

bir güzel haber de: hadi yine iyisiniz dizisi çıkıyor trt de . (bkz: yedi güzel adam)